Türk milleti, tarih boyunca bağımsızlığını ve vatanını korumak için büyük mücadeleler vermiştir. Bu mücadeleler, yalnızca savaş meydanlarında değil, siyasi arenada da Türk milletinin onurunu ve kararlılığını gösteren zaferlerle taçlanmıştır.
Bugün Öcalan ve PKK ile müzakere masasına oturmak isteyenler, Türk milletinin tarihine, kahraman liderlerine ve şehitlerinin hatırasına sırt çevirmektedir. Türk tarihi, tavizsiz bir duruş sergileyen liderlerin örnekleriyle doludur.
Atatürk ve Sevr Anlaşmasına Karşı Duruşu
1920 yılında Osmanlı Devleti’ne dayatılan Sevr Anlaşması, Türk milletini yok sayan ve topraklarını parçalamayı hedefleyen bir ihanetti. Mustafa Kemal Atatürk, bu anlaşmaya boyun eğmek yerine, Türk milletini Kurtuluş Savaşı’na çağırarak tam bağımsızlık için mücadele etmiştir. Sevr’i kabul edenler, işgalcilerle müzakereyi çözüm olarak görürken, Atatürk net bir şekilde şunu söylemiştir:
"Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz."
Bugün Öcalan ve PKK ile müzakere masasına oturmayı savunanlar, Atatürk’ün bu kararlılığından ve milli duruşundan bihaber gibidir. Atatürk, hiçbir zaman Türk milletinin bağımsızlığını teröristlerle pazarlık konusu yapmamıştır.
Alparslan ve Malazgirt Zaferi
1071 Malazgirt Meydan Muharebesi’nde Sultan Alparslan, Bizans İmparatoru Romanos Diogenes karşısında büyük bir zafer kazanmıştır. Savaş öncesinde Alparslan, Bizans’ın teslim olma şartlarını müzakere etmek yerine, askerlerine şu sözlerle cesaret vermiştir:
"Ya zafer kazanırız ya da şehit oluruz."
Sultan Alparslan, teslimiyetin değil, mücadele ve kararlılığın Türk milletinin karakteri olduğunu göstermiştir. PKK ile masaya oturmayı düşünenler, bu kararlılığı göz ardı ederek Türk tarihine ihanet etmektedir.
Fatih Sultan Mehmet ve İstanbul’un Fethi
Fatih Sultan Mehmet, 1453 yılında İstanbul’u fethetmek için kararlı bir mücadele sergilemiştir. Kuşatma sırasında Bizans, müzakere tekliflerinde bulunmuş, ancak Fatih Sultan Mehmet, Türk milletinin hedeflerinden taviz vermeyeceğini açıkça ortaya koymuştur.
"Ya ben İstanbul’u alırım, ya İstanbul beni!"
Fatih’in bu sözü, Türk milletinin kararlılığını ve düşmanla müzakere yerine mücadeleyi seçtiğini simgeler. Bugün teröristlerle pazarlık masasına oturanlar, bu duruşa sırt çevirmekte, Türk tarihinin bu onurlu mirasını çiğnemektedir.
Yavuz Sultan Selim ve Çaldıran Zaferi
1514 yılında Şah İsmail’e karşı kazanılan Çaldıran Zaferi, Yavuz Sultan Selim’in kararlılığı ve stratejik dehasıyla elde edilmiştir. Şah İsmail, müzakere teklifinde bulunmuş, ancak Yavuz Sultan Selim bu teklifi reddetmiştir. Yavuz, savaşa giderken şu sözleri söylemiştir:
"Hakk’a tevekkül ettik, milletimizin birliğini kimseye çiğnetmeyeceğiz."
Bugün teröristlerle müzakereyi çözüm olarak görenler, Türk devletinin tarih boyunca tavizsiz duruşunu ve liderlerinin kararlılığını hiçe saymaktadır.
PKK ve Öcalan ile Müzakere: Tarihe ve Şehitlere İhanet
Bugün Öcalan ve PKK ile müzakereyi savunanlar, Türk tarihindeki bu liderlerin kararlılığını görmezden gelmekte, Türk milletinin onuruna zarar vermektedir. PKK, binlerce masum insanın canına kastetmiş, Türkiye’nin bağımsızlığına ve birliğine tehdit oluşturmuş bir terör örgütüdür. Bu örgütle masaya oturmak, Türk milletinin şehitlerine ve tarihine ihanettir.
PKK ile mücadelede binlerce şehit ve gazi verdik. Mehmetçik, bu topraklar için canını feda ederken, onların kanını hiçe sayarak teröristlerle müzakere masasına oturmak, Türk milletinin tarihine yakışmaz.
Türk Milliyetçisi Bir Duruş: Tavizsiz Mücadele
Türk milleti, tarih boyunca teslimiyeti değil, mücadeleyi seçmiştir. Bugün de PKK ve Öcalan ile müzakereyi reddetmek, Türk milletinin onurunu korumanın bir gereğidir. Türk tarihindeki liderlerimizden ilham alarak, terörle mücadelede tavizsiz bir duruş sergilemeli ve şehitlerimizin aziz hatırasını yaşatmalıyız.
Türk milleti, terörle masaya oturmaz. Çünkü bu millet, Fatih Sultan Mehmet’in cesaretiyle, Atatürk’ün kararlılığıyla, Sultan Alparslan’ın inancıyla yoğrulmuştur.
Bu büyük millet gerekenlere gereken cevabı gerektiği zaman verecektir.