Günler, haftalar belki aylar takvim yapraklarında değişiyor ama sahadaki sonuçlar aynı şekilde devam ediyor. Samsunspor, yakaladığı ivmeye sımsıkı sarılmış şekilde yükselişini sürdürüyor.
Lakin Antalyaspor karşılaşması bence öncekilerden bazı konularda ayrılıyor. Peki hangi konular bunlar? Öncelikle takım uzun süre sonra, geriye düşmeden maç kazandı. Skoru aldıktan sonra da, gayet oynayabildiğini ve dahi oyunu yönetebildiğini gösterdi.
Takımın hem geride, hem de ileride yaptığı alan parselizasyonu, yardımlaşma
ve o güçlü birlikte pres oyunu, ligin tartışmasız zirvesinde. Gurur duyulacak bir ekip var sahada. Oyundan keyif alan ve keyif veren bir ekip...
Bunun yanı sıra istediğinde gol atan, istediğinde tempo düşüren, istediğindeyse oyun kalitesini zirveye taşıyan bir ekipten bahsediyorum, bazen insan nasıl bunları yazabilirim, konuşabilirim diye sorgularken buluyor kendini. Ama varsın sorgulayalım, ne mutlu bize.
Antalyaspor maçının son 20 dakikası da, tam olarak bu dediklerimize örnek, ceza sınırındaki oyuncuların da, kendini koruyabileceği ve maçı temiz bitirebileceği bir tempoya çektik karşılaşmayı, ardından da çok net kazandık.
Şimdi bir kaç parantezde bazı oyuncu performanslarına açıp, Galatasaray maçına geçelim. Öncelikle Okan Koçuk, her maçta kalede güven veren duruşu ve kurtarışlarıyla ligin en iyilerinden biri, Antalyaspor maçında da bunu tekrar gösterdi.
Bola, sert dribblingleri, doğru zamanda topu ayağından çıkartması ve güçlü fiziğiyle muazzam iş çıkartıyor.
Marius, bazı pozisyonlarda bizi sinirlendirse de oyunu açması, duvar olması, sırtı dönük oyunda arkadaşlarına ekstra pozisyonlar yaratması ve yaptığı asistlerle bence gayet özel bir performans sergiledi.
Ve Holse bu kadar skor katkısı verip, ardında da bu kadar sağlam bir defansif katkı verebilmek inanılır iş değil. Gerçekten helal olsun. Parayla satın alabileceğiniz bir oyuncu değil. Holse'si olanlar bence çok şanslı. Çok şükür ki sadece bizde var!
Lig ilk 2'si pazar günü derbi tadında bir maç oynayacak. Samsunspor'umuz oldukça moralli ve 6 günlük bir hazırlanma, dinlenme süresine sahip. Galatasaray ise sert bir Tottenham maçı oynayacak. Ve daha az dinlenecek. Bunlar göz önüne alındığında, mevcut formumuz da düşünüldüğünde puan ya da puanları düşünmek hayal değil. Lakin, daha maç başlamadan Fenerbahçe Medyası'na dikkat edilmeli!
Başkan Yüksel Yıldırım şu ana kadar onlardan gelen her asisti çok güzel gole çevirdi ama daha yeni başlıyorlar, bu hafta bir çok kaosa gebe!
Galatasaray Medya'sının ise başka alışkanlıkları vardır, Anadolu'dan bir kafa kalktığı an, ne zaman Galatasaray ile maçı olsa, o takımın en iyi oyuncularının
birden Galatasaray'a transfer haberleri yazılıp, çizilmeye başlar. Sahada oynanan her oyunda maça ortağız, lakin bu konulara dikkat etmekte fayda var...
En Büyük SAMSUNSPOR!