Geçtiğimiz günlerde bir siyasi liderin Kürt Sorunu'na dair yaptığı açıklamaları dinledim. Türkiye Cumhuriyeti’nin Kürt kökenli vatandaşlarıyla ilgili yorumları, toplumda önemli yanlış anlaşılmalara neden olabilecek eksiklikler barındırıyordu. Bu yaklaşım, dört temel hata etrafında şekilleniyor.
İlk Hata: Türkiye Cumhuriyeti’nin Taraf Olarak Gösterilmesi
Bu siyasi lider, "İki taraf bir araya gelerek çözüm bulmalı" diyerek Türkiye Cumhuriyeti ile Kürt vatandaşlarını karşılıklı taraflar olarak gösteriyor. Bu bakış açısı, terör örgütlerini bir tür 'taraf' olarak meşrulaştırma riski taşıyor. Kürt kökenli vatandaşlarımız Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit vatandaşlarıdır; devletin muhatabı terör örgütleri değil, tüm vatandaşlarıdır.
İkinci Hata: Kürt Sorununun Var Olduğunu Kabul Etmek
Türkiye’de, emperyalizmin desteklediği etnik bir bölücü terör sorunu olduğu bir gerçektir, ancak bu 'Kürt Sorunu' olarak adlandırılmamalıdır. Toplumun büyük kısmında ayrımcılık veya dışlanmışlık hissi olmadığı gibi, Kürt kökenli vatandaşlarımız Türkiye’nin pek çok önemli makamında temsil edilmektedir. 'Sorun var' demek, terör örgütlerine haklılık kazandırır ve yanlış bir söylemdir.
Üçüncü Hata: 'Sorun Vardır' Diyenlerin Temsil Yetkisi Sorunu
"Kürtler sorun vardır dediği sürece sorun vardır" ifadesi, terör örgütü ve belirli grupları Kürt kökenli vatandaşlarımızın genel temsilcisi olarak kabul etme tehlikesini doğurur. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda yer alan eşit yurttaşlık ilkesi, tüm vatandaşlarımızı eşit haklarla donatmaktadır. Bölücü söylemler, emperyalist amaçlarla kullanılan ayrılıkçı grupların oyuncağı olmamalıdır.
Dördüncü Hata: Emperyalizmin Rolünün Göz Ardı Edilmesi
Türkiye’yi bölmeyi hedefleyen emperyalist güçler, terör örgütlerini kendi amaçları doğrultusunda kullanmaktadır. Emperyalizmin bu konudaki etkisinin göz ardı edilmesi, büyük bir eksikliktir. 'Kürt Sorunu' tanımı, gerçekte emperyalizmin bir oyunudur ve bunun arkasındaki güçler dış aktörlerdir.
Sonuç: Türkiye’nin Tek 'Tarafı' Tüm Vatandaşlarıdır
Türkiye Cumhuriyeti, tüm vatandaşlarının eşit temsil edildiği, tek bir bütün olarak hareket etmesi gereken bir ülkedir. Etnik kökeni ne olursa olsun, tüm vatandaşlarımıza eşit haklar tanınmakta, her türlü görev ve makama ulaşmaları için önlerinde engel bulunmamaktadır. Bu bağlamda, 'Kürt Sorunu' olarak adlandırılan bu yapay gündem, emperyalizmin hedefleri doğrultusunda bir tuzak olmaktan öteye gitmemelidir.
Kürt sorunu diye bir durum yok bence fakat bunu kaşıyarak farklı durumlar olabilir devlet anlamında. Mesala bir kürt kökenli vatandaş istanbul arkara izmir gibi büyükşehirlerde gidip istediği gibi işletme açıp iş yapabiliyor siz gidin bakalım güneydoğuya diyarbakır mardin şanlıufra gibi illere size iş yaptırıyorlar mı. Kimsenin kürdistan hayali yok bu hayali kuranlar silah uyuşturucu ve kumar gibi illagal işlerine kılıf arayanlardır buna göz yuman devletlerdir.
Söylediğinize kargalar güler. Türk kökenliler bence her yer de dükkan açabilir kimse de birşey demez. Sivas öteye gitmeyen taraflıbkpnuşanlatın lafları. Türk kökenlilerin öyle sorunları yok kesinlikle.
Bu ülkede türk sorunu var. kırk elli yıl sonra böyle giderse kürtlerden Türkler hak isteyecekler,makam isyeyecekler vekillik için sıra isteyecekler.
Namık bey yazıyı bir daha oku türkler isteyecek.okugunu anla sonra yorum yaz.
makamlardaki bakanların çoğu kürt değil mi.. isteyecekler diyorsun almışlar ya zaten
Hüseyin bey. Yazınız yazı denirse saygısızca yazılmış. Kürt kökenli de ne demek! . Sizi saygıya davet ediyorum. Başkası da çıkar Türk kökenli der sonra. Şark kurnazlığına gerek yok. Takıldığım nokta köken saçmalığı. Yok armut kökenli kavun gibi birşey. Şimdi kalkıp millet kavramı cart curt Türk üst kimlik falan filan edebiytı yapmayın. Konuşma diliniz ayrılıkçı diye düşünülebilir bence. Kürd halkı diyeceksiniz Kürd milleti diyeceksiniz sonra yazınızı fikrinizi öyle yazarsınız. Ama öbür türlü Kürd kardeşlerinizi rahatsız eder bence.
Bence siz de yazıyı tam okumamış veya anlamamışsınız. Burada “Kürt kökenli” diyen yazıda eleştirilen siyasi parti lideri. Ön yargılısınız.