TÜRKİYE VE İSLAMIN DÜŞMANI ABD VE İSRAİLDİR!

Bu ifadeyle bizim başka düşmanımız yoktur demek  istemiyorum. Elbette İslam dışı tüm odak ve ülkeler hem dinimizin hem de ülkemizin düşmanlarıdırlar.
    
Ancak adavet ve düşmanlık sıralamasına gelince, ilk sırayı İsrail,  dünyadaki tüm yahudiler ve bugün onun mutlak hamiliğine soyunan ABD’yi görürüz.

‎لَتَجِدَنَّ اَشَدَّ النَّاسِ عَدَاوَةً لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا الْيَهُودَ وَالَّذ۪ينَ اَشْرَكُواۚ وَلَتَجِدَنَّ اَقْرَبَهُمْ مَوَدَّةً لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا الَّذ۪ينَ قَالُٓوا اِنَّا نَصَارٰىۜ ذٰلِكَ بِاَنَّ مِنْهُمْ قِسّ۪يس۪ينَ وَرُهْبَانًا وَاَنَّهُمْ لَا يَسْتَكْبِرُونَ (maide.82)

﴾82﴿ Kuşku yok ki iman edenlerin, insanlar içinde en amansız düşmanlarının yahudiler ve şirk koşanlar olduğunu göreceksin. Yine, onlar arasında iman edenlere sevgi bakımından en yakın olanların da, “Biz hıristiyanız” diyenler olduğunu göreceksin. Çünkü bunların içinde (insaflı) keşişler ve rahipler vardır ve onlar büyüklük taslamazlar.”
    
C. Hak, bu milletin ne kadar zalim, hain, fasık ve insanlık düşmanı olduğunu onlarca Kur’an ayetiyle bize haber veriyor. Bir anlamda, yahudilerin dışında tüm insanlığı bu melun kavme karşı uyarıyor. Nitekim yine Rabbimiz;

‎لُعِنَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْ بَن۪ٓي اِسْرَٓائ۪لَ عَلٰى لِسَانِ دَاوُ۫دَ وَع۪يسَى ابْنِ مَرْيَمَۜ ذٰلِكَ بِمَا عَصَوْا وَكَانُوا يَعْتَدُونَ ( maide.78)

“İsrailoğullarından o küfredenler, hem Davud'un hem de Meryem'in oğlu İsa'nın dili ile lanetlendiler. Bu, onların isyan etmeleri ve hakkın sınırlarını aşmakta olmaları yüzündendi.”
   
Peygamberlerini katleden, onlara en şen’i iftiralarda bulunun bu yer yüzünün en aşağılık ve zalim kavmi, dünlerde ABD’yi, önümüzdeki süreçte de ÇİN’i ele geçirmenin mücadelesini verirken, tarih boyunca himayelerine mazhar olduğu Osmanlı bakiyesi ülkemiz ve müslüman Türke düşmanlık etmenin, nihai hayalleri ve hedeflerine ulaşmada yegane engel gördüğü ülkemizi parçalayıp yutmanın, doğu ve güneydoğu bölgemizde geçici süreliğine desteklerine mazhar olabilmek, bir müddet milliyetçilik damarlarını okşayıp tahrik ederek, müslüman kürt kardeşlerimizi bu parçalanmanın en önemli argümanlarından birisi olarak kullanmak üzere bir avuç bölücü azınlığı her türlü silah ve lojistik destekleriyle kullanarak geçici ve yapay bir kürt devleti, arkasından bir ermeni oluşumu ve nihayet arz-ı mevud hayallerini gerçekleştirmek için ABD’den mutlak destek görmek üzere yıllardır bizi terörle oyalamak gibi bir felaketle karşı karşıya getirdiler.
   
Güya terörle mücadele için, benim de zaman zaman TBMM  sıralarında altı ayda bir getirilen teröre ve PKK’ya karşı ÇEKİÇ GÜÇ oylama ve oyalamalarıyla sözümona ABD ve bizim askeri güçlerimizin müşterek hareketleri için uzatmalarda destek vermemize neden olan o oylama ve oyalamalar, hep ABD’nin PKK ve türevleri olan odakların tahkim edilmesi, ABD tarafından silahlandırılıp, ülkemizin kısa vadede parçalanması amacına matufmuş. 
    
Nitekim, asker cenahından bunu ilk anlayanlardan birisi olan Jandarma Genel Komutanı merhum EŞREF BİTLİS PAŞA, kaza süsü verilen bir suikastle şehit edildi. 
   
Siyasilerden, işin başından beri İsrail’in nihai emellerini en iyi bilen Merhum Necmeddin ERBAKAN HOCAMIZ, bir yıl sürmeden başbakanlıktan postmodern bir darbeyle uzaklaştırıldı. 
   
Zaten ülkemdeki tüm darbeler ABD orjinli ve yerli devşirilmiş hainler üzerinden yaptırılır. Hemen hemen bunun istisnası yoktur. ABD’nin çıkarları ve yahudi projelerine bu ülkede karşı çıkan her an hedeftedir. Er veya geç bir şekilde kalemi kırılmıştır.
   
Allah’a binlerle hamdolsun, bir yığın darbe teşebbüsü ve 15/ temmuz darbesi dahil, yıkamadıkları tek lider Sayın Cumhurbaşkanımız RECEP TAYYİP ERDOĞAN olmuştur.
   
Biz hala bu ülkenin geleceğine düşman odakların ve zalim İsraille onun mutlak hamisi ABD’nin esas maksadını görmeksizin basit hesaplar peşinde koşan gafil bir toplum haline getirildik. Bir kısmımızı da, Nurullah Genç Hocamızın dediği gibi tam mankutlaştırdılar. Zihnimiz, bedenimiz ve ruh dünyamız başkaları tarafından kuşatıldı.
   
Onun içindir ki, anadan üryan genç kızlarımız, eğitimde inkar fırtınalarına esir düşmüş deist ve ateist haline getirilen gençlerimiz, eğitimin manevi mesuliyetinden uzak ilk, orta, lise ve üniversitelerdeki hocalarımız ve yetiştirdikleri,  bu ülkeye yar olmanın ötesinde bir coğrafyaya savruldular. Bunun istisnası imalat hatası demektir.
   
Ey millet uyanın! Düşmanı da düşmana ram edilen bu neslin yarınlarını da iyi düşünün.
    
Celladına aşık konumuna getirilen bir neslin geleceği ve o ülkenin akıbeti tasavvur edilemeyecek kadar felaket olur. 
   
3 Ağustos günü Merhum İsmail Hanie’nin tüm dünya genelinde İsrail’e karşı sokaklara çıkıp, demokratik ölçüler içerisinde gösteri yapılması talebine uygun olarak Samsun merkez Mecidiye Caddesine kalabalığın girişine tahammül edemeyen bir iki sokak soytarısı genç, bu insanlara karşı durup, güya milliyetçilik adına bağırarak; “Türk’ün Türk’ten başka dostu yok. Bana ne elin arabından” diye bağırması, sırtında ingilizce çirkinliklerin yazılı olduğu tişörtüyle o kalabalığa karşı durma cesareti, sizce neyin ifadesiydi? Neyse ki bir olay olmadan yürüyüş devam etti.

Doğru dürüst İsrail menşeli ürünlere boykotu dahi beceremeyen bu milletin işi çok zor. Düşmanını tanıyamayacak kadar gafil, bunu ders kitaplarında antisemitist olmama bahasına koyamayan, her fırsatta; "Ben antisemitist değilim!" demek durumunda olan insanlarla bu yolun yürünmesi oldukça zordur. 

Tüm insanlığa, yahudi olmayan ırklara, peygamberlere, tahrif ettikleri kendi dinleri hariç tüm inançlara ve İslama düşman olan bu zalim kavme düşmanım. 

Eğer bu düşmanlık bazı ülkelere de düşmanlığı doğuruyorsa ben ona da düşmanım. O ülkelerin başında ABD geliyor. Çünkü bu ülkenin, benim vatanım ve müslümanın hiç bir gün dostu olmamıştır. 

Allah ve dinine düşman olanlara sizler de düşman olunuz. Bunun adı, buğuz seviyesinde de olsa cihattır. 

Cihadınız mübarek olsun. Allah’a emanet olunuz..