Son günlerde bizim ve dünyanın gündemini sarsacak nitelikte o derece vakalar meydana geliyor ki, girift hale gelen bu olaylar adeta insan hafsalasını felç ediyor.
Yıllardır var olan Filistin’deki yahudi zulmü, 7- ekim-2023 tarihinden beri aralıksız devam etmekte olup, beşikteki bebekler dahil on binlerce kadın- erkek, genç ihtiyar demeden Müslüman öldürülüyor, şehit ediliyor.
Evler, hanümanlar yerle bir edilirken, insanların göç etmeye, sığınmaya, ilaca ve sağlık kuruluşlarına dahi ulaşma imkanları elinden alınarak en zalim işkencelerle ölümleri, iki milyarlık Müslüman dünyanın gafleti, kahir ekseriyetinin yöneticileriyle, başta ABD ve batı ülkeleri olmak üzere zalim hırıstıyan haçlı dünyasının bilfiil desteği, var olduğu günden beri insanlık için yüz karası, cinayet şebekesi ve bir zulüm makinası olan kahrolası siyonist yahudinin bu akıl almaz zulmü bir filim gibi izleniyor.
Herkes yaşanan vahşeti ekranlardan izlerken adeta, hiç bir şey olmuyormuşçasına kanıksadığı bu vahşet haberleri, artık toplumun ruh dünyasını etkilemez hale geldi. İnsan olma ve merhamet duyguları dumura uğratıldı. Dünya; ihyanın değil, imhanın çarelerini arıyor, buna dair materyallerini, en vahşi ölüm makinası silahlarını üretiyor.
Her şey yok etmeye, öldürmeye endeksli, vahşi kapitalizmin amacı olan bir avuç mutlu azınlık güçlü, tranlaşan zalimlerin daha çok kazanabilmek, ayakta kalabilmek değil, kendileri dışında her şeyi yok edebilmeye kurgulanmış olarak belli merkezlerden güdülenir hale getirildi.
Bunun er çarpıcı örneklerinden birisi de, son günlerde iç kamuoyunu sarsar nitelikte meydana gelen ve kısaca adına YENİ DOĞAN CİNAYETLERİ SERİSİ denilen, daha dünyaya gelmeden anne karnında cenin durumundaki yavrularımızı kendilerine güvenle teslim ettiğimiz, ne hikmetse ( İslamın ön gördüğü değil, Hipokrat’ın andını) yemin olarak mezuniyet ve hekimliğe başlarken yapan bu meslek erbabı,- (elbette dürüst yüzbinlerce sağlık çalışanı ve hekimimizi tenzih ederim) -para ve maddi çıkar karşılığı yeni doğan yavrular dahil, bildiğimiz bilmediğimiz sayısız cinayeti işleyen bu hekim üniformalı alçakların işlediği şenaatlerle bir kere daha sarsıldık.
Aman Allahım!
Hiç de inanılır gibi değil! Bir hekim düşünün; ameliyatta narkozunuzu veriyor belki de saatlerce uyutulduğunuz esnada sizi tedavi değil, ölüme götürüyor.
Sonuç; "Çok kötü giden bir durum maalesef hastamız ex oldu. Hastayı kaybettik.." diye hasta yakınlarına, bilerek cinayet işleyebilen bir şebekenin varlığı sizi nasıl etkiler! Bunu düşünmek bile akla zarar değil mi?
Mesela, son günlerde meşhur bir köftecinin ürünlerinde domuz eti bulundu iddiası, nasıl yüzde yüz emin olmadığınız her kasap ve her işletmeye sizi kuşku ile baktırıyorsa, şimdi de, yeni doğan bebeğinizi, küçük yavrunuzu, ihtiyar annenizi, kronik hasta olan bir yakınınızı özel veya kamu her hangi bir sağlık kurumuna götürürken aynı endişeyi taşımaz mısınız?
Allah aşkına biz ne zaman bu hale geldik ve getirildik? Bize ne oldu. Bizi bu hale getiren esas saikler nelerdir?
PKK terör örgütünün aktif mensubu Dr. FIRAT SARI denilen katil, sabık cumhurbaşkanlarından Ahmet Necdet Sezer'in aff- ı şahanesine mazhar olmuş bir çok teröristten sadece birisi. Biliyorsunuz sağlık nedenleriyle affedilen bu hainlerin bir çoğu ceza evinden çıkar çıkmaz dağa gittiler veya ovada, Ankara/ Kızılayın göbeğinde polisle çarpıştı, yeni terör eylemleriyle tekrar içeri girdiler veya öldürüldüler.
İşte bu Fırat Sarı denilen kanlı katil, çeşitli çevrelerden edindiği ortaklarla kurduğu hastanede çocuk ölümlerinin bir numaralı müsebbiplerinden birisi haline geldi. Onu, özel yetkisiyle affeden cumhurbaşkanına tek söz eden var mı?Kemalist, katı laik, dini bir vicdan işidir diyerek gönüllere, memleketteki cami ve minareleri de görünmez yerlere hapsetme sevdalısı bu zatın affına mazhar olmuş yüzlerce ismi size tek tek listeler halinde sunabilirim.
Milletvekili olduğum dönemde, ogünki Adalet Bakanı Sayın Cemil Çiçek’in cevaplamasını istediğim bu mevzudaki sualime sunulan liste, o tarihlerde bir çok medya kuruluşunun peşine düşüp haber yaptığı ciddi olaylardandı. Şimdi ise, onun gibi merhamet duygularını kaybetmiş, Allah korkusunu lügatından çıkarmış bir çok hekim, hastane sahibi ve işbirlikçileri neticede bir cinayet şebekesine dönüştü.
Çözüm; İdam cezası mutlaka geri gelmeli ve infaz yasası yeniden düzenlenip,
üç günlük mahkumiyet dahi verilse kişi hapsi boylamalı. Hele hele insana, cana ve hatta mala dönük bu tür suçların cezası paraya da çevrilmemelidir. Hapishanedeki giderleri, masrafları da bu milletin kesesinden değil, kendi malından yasal yollarla tıkır tıkır alınarak, bir de aziz milletin kesesine musallat edilmemelidirler.
Denebilir ki, ülkede o derece suç işlenmektedir ki, değil mevcut hapishaneler, yeniden yüzlercesi yapılsa bile talebi karşılamaz. O halde eğitim dahil tüm sisteminizi, suçlu üretmekten uzak, insan, sevgi, şefkat ve merhamet merkezli bir hayat tarzını tanzim edecek, vahşi kapitalizme bende olmuş nesiller yetiştirmeyeceksiniz.
Eğitim, suçlu üretmekten, cezaların hafifliği de suça teşvikten uzak, sadece suçluyu cezalandırma değil, suçu da önleme amacına matuf hale gelmezse bu kaotik yapıyı asla ortadan kaldıramaz, mülkün temeli olan adaleti yerle bir etmiş oluruz.
Bebek katillerinin durumu şeffaf bir şekilde takip edilmeli, suçun tüm şerikleri dahil, mevkisi, makamı, şöhreti ve serveti ne olursa olsun, mevcut yasalar çerçevesinde en ağır ve en hızlı bir şekilde tecziye edilmelidirler.
Ne zamanmı bu hale geldik. Sizler iktidara geldikten sonra bu hale geldi bu ülke. Sizler ne zaman sağlığı para hırsı için özelleştirdiniz ondan sonra bu ülke bebek ölümleri ile yüzleşti. Sizin sağlık bakanınızın hastanesinde bile bu olaylar oldu. Birde çıkmışsın biz ne zaman bu hale geldik diyorsun. Halkın dini hassasiyetlerini siyasete alet ettiniz bu ülkenin düzeni bozuldu. Sizler her şeye para gözü ile baktığnız için oldu.
Siz zaten hep böyleydiniz din tüccarları. Pislikleriniz o kadar çok ki rogarlara sığmaz oldu.
ozel hastanelere yol veren onları buyuten kım ?yerelde ıse kamuya yeterlı hekım atamanayan yok acıl olmaz yok hastane yapılacak dıye atakumdakı ek poklınıgıne cıldıye basta olmak uzere sabıt hekım atamayan kım acaba.adı uzerınde ozel hastaneye gıdebılecek kımse kaldı mı?
Hısım akrabamızı devlette işe sokmak için mevki makamımızı kullandığımız zaman bu hale geldik...