Ülkemizin en verimli tarım merkezlerinden biri olan Samsun’un Tekkeköy ilçesine ilk hançerin vurulmasında, devlet yatırımı olarak bölgeye inşa edilen Petrol Ofisi, Azot-Gübre ve Bakır fabrikaları başı çekmektedir! Şüphesiz ki şehr-i eminlerimizin de, bu cinayette katkısı büyüktür..!
Çarşamba ve Bafra ovalarını takip ve hizmet amacıyla kurulan tarım ürünleri laboratuvarının da aynı lokasyonda yeralıyor olmaları, hayli ilginç değil mi, sizce de!
Özellikle tütünde hatırı sayılır tonajlı üretimin yanısıra Tekkeköy ilçesi sebze üretimiyle de, ülke genelinde hal komisyoncularının bir zamanlar tercih üssüydü...
Bu yatırımların sökülüp başka yerlere taşınması bir dert, sosyo- ekonomik yönden yatırımları kaybetmek ayrı bir dert olmuştu Samsun için geçmiş yıllarda! Samsun’un bağrına saplanan, çıkartılması neredeyse imkansız olan ve çevreye zehir kusan fabrika bacalarınadır hançer deyişim! Muhtevası gereği keskinliği bir yana, dişliydi de bu yapılar!
Samsun’un, bacasız sanayiden bacalı sanayiye geçişine bir diyeceğim yok. Yanlış yere konuşlandırılmasınadır serzenişte bulunmam; Bilinen ordularımız kadar önemli ve değerli, olmazsa olmaz ordularımızdandır üreten ağır sanayilerimiz...
Devleti zarara uğratanlaradır isyanım ve sitemim!.. Kabz-ı Mallığa soyunan bazı avukatlar, çiftçiyle hal komisyocularının irtibatını keserek, üretsede üretmese de gelir kapılarının kapanmayacağı bilgisini aşılamıştı/lar üreten yerleşik köylüye!..
Servetini yıllar sonra konuşacağımızı kimse tahmin etmezdi. Avukat öyle zengin olmuştu ki, (çocukları sevinsin)
Bölge teşkilatlarının değil, Ankara merkezli partisini ekonomik anlamda sübvanse edebileceğini konuştu yıllarca bu şehir.!!
Konuyla ilgili bir anekdotu paylaşmak istiyorum, müsaadeniz olursa. Türkiye’nin saygın gazetecilerinden ustam, mekanı cennet olsun, memleketin akil insanlarındadı rahmetli İsmet Hatipoğlu.
Onun önderliğinde 90’lı yılların başında yayınlanan ‘BEDEL Gazetesi' şehrimizin gözü kulağı, sesi soluğu ve de rehberiydi diyebilirim.
Dönemin iktidar partisi konuyu yerinde inceleyip, önlem almalarına rağmen bu çarkı durduramadıkları dikkatimizi çekmiş ve kamuoyuyla bu konuyu bir kaç kez Bedel gazetenin manşetine taşımıştık. Bir nebze olsun dönen çarkın dengesini bozmuş ve kanayan bu yaranın durdurulması gerekliliğine vurgu yaparak, dönemin iktidar partisi yöneticilerini uyarmıştık... Onlar da çareyi fabrikaları özellileştirmekte bulmuşlardı(!)
Özelleştirme ihalesini alan firma, fabrikanın bacaları dahil, komple revizyondan geçirmişti tesisleri! İstenilen de buydu zaten...
Fakat! O da ne? Benzer bir felaketin aynı bölgeye konuşlandırılmasıyla şehir yeniden ayağa kalkıp, karşı çıkmıştı..!
Akaryakıt-motorin türevleriyle çalışan bu felaketin adı mobil santralden başkası değildi! Zira doğalgazın Samsun’a gelmesiyle bu kabustan da kurtulmuştuk.
Bölgede maalesef kalıcı kabusumuz olan, kaldırılması ve yerinin bir daha değiştirilmesi imkansız olan irili ufaklı sanayi kuruluşlarıyla adeta katledilmeye devam edildi. Örnek, İlkadım, 19 Mayıs sanayi siteleri yapıldı kirazlık bölgesine! Otuz senedir hala bir düzen sağlanamadı. Organize Sanayi Bölgesi'nde de durumun pek iç açıcı olmadığını söylemeden geçemeyeceğim..!
Bir taraftan düzeltirken diğer tarafı bozmakta üstümüze tanımam; Alt yapısı tamamlanmadan işletmelerin faaliyete geçmesiyle, adını sık duyduğumuz Gıda Organize Sanayi Bölgesi ise ayrı bir yazı konusu...
Sürdürülebilir tek işimiz katletmek... Ve bizi yönetenler Samsun'da bu konuda çok başarılı maşallah!
Kalın sağlıcakla...
Ah be abim. Bunun gibi nice dertler sarmış ülkemizin dört bir yanını. Bafra ovası sanayileşmediyse de Tekkeköy'den ne farkı var ki? Çiftçiliği, tarımı, tarımsal üretimi 2005 yılında yapılan tohum sözleşmesiyle -çoktan- kökten bitirmişler de biz bişey görememişiz meğer.
güzel bir yazı ile konu özet olsada anlatilmis eline sağlık. şehrin bağrına vurulan esas hancerlerden biri de liman şehrin büyümesine gelişmesine engel resmen Yusuf Ziya başkan bu konuda mücadele etti limanı belediye adına alıp dolgu yapıp şehri denize doğru daha büyütme hayali vardı ama maalesef iktlditar partisinden olması dahi yetmedi , limanı daha doğal limanolan derbent kısmına yapacaktı .inşallah bu konuda yazınızda yer bulur bir gün.
Unutulan birsey daha var, Salıpazarı çarşamba ya gelen şu knli yamalı köyüne gelmeden terme yoluna kaydı. Sebep istimlak pahalı . Metresi 20 TL pahalı mı. Simit 15. Yamalı çarşamba şehir arası tarla bol. Knli istiyoruz
Sorun tanimlama tmm,elestiri tmm,"elestirel(cestli) dusunce,gurup ekip calismasi,ortak akil,(stö) strateji,plan ,inovasyon,uygulama,surdurulebilirlik ve geribildirim denkleminden eksik de kalsa ;mamurdagi yada benzeri kayalik verimsiz alanlar yerine verimli ova da sanayiibkurmak; fakirliklden hafriyat masrafindan kacma,kisir,sig, fakir dusunce, vizyonsuzluk olmali galiba.
Hollanda geçimini tarımdan,kaleyi Osmanlı'dan alıp dünyaya pazarlıyor .biz tarım arazilerinin sanayilestiriyoruz.yakin zamanda aç kalacagiz
Elinize emeğinize sağlık, yazık ki bunu bir hizmet olarak görüyorlar.
Bio kütle santralini unutmuşsun carsaker fabrikası yanına kurulan organik sanayide unutulmuş çarşamba sulama barajınıza unutmuşsu
Maalesef Türkiyenin Acı Gerçekleri