Büyüdüğümüz kentin tanıtımına yönelik pandemi döneminde Atakum sahilindeki esnaflarımıza birkaç günde olsa içinde bulundukları ekonomik problemlere kısmen de olsa yaz ayında ilaç olabilmek adına, İstanbul'da hayatını idame ettiren Samsuncu bir birey olarak, nasıl katkıda bulunabilirim düşüncesi ile dünyada ve ülkemizde hangi etkinliklerin düzenlenmesine öncülük edebilirim mantığı ile, Atakum sahilinde Plaj Futbolu organizasyonları yapan ve İstanbul'da 7 kez etkinlik düzenleyerek İspanyadan, Valencia'ya, Fransa'dan Marsilya'ya ayrıca Ukrayna ve çeşitli ülkelerden ünlü takımları FİFA ile koordinasyonlu olarak ülkemize getiren bir firma ile Veysel Bilen ile kurduğumuz firmamız aracılığıyla bir ortaklık tesis ettik.
Amacımız Samsun için hem tanıtımda, hem de sahil şeridindeki esnafa önemli katkı sağlamaya öncülük etmekti. Bu nedenle İstanbul'da işimizi gücümüzü bırakarak 3 sefer firmamız teknik ekibi ile Samsun Atakumda işyerleri olan kişiler ile istişareler yaptık. Yeşilyurt AVM'nin karşısındaki geniş alanın organizasyon için uygun olduğuna karar verdik.
Kentimizin başarılı iş kadınlarından Venn Butik Otel ve Cafe sahibinin de projemize yardımcı olmasını talep ettik. Samsun'un 60 yıllık markası Tahsin ve Ali Kosif kardeşlerin işletmeciliğini yaptığı ve her partiden geçmişte kentin kanaat önderlerinin uğrak yeri olan Divan Pastanesini karargah tutarak herkesle istişare yapmaya çalıştım. Tüm irtibat kurduğum aklı selim kişiler Samsun severler bu projenin kesinlikle Atakum'a ve dolaysıyla Samsun'un tanıtımına önemli katkılar sunacağını ifade ederlerken, üzerlerine düşen destekleri sağlayacaklarını belirttiler.
Konuyu ayrıcı Atakum'daki bazı işyeri sahipleri ile bire bir görüştüm. Kentin projeye olan ilgileri bizi motive etti. Ortağım ile birlikte Atakum Belediye Başkanı Cemil Deveci'ye intikal ettirdik. Silsileyi takip ederek öncelikle Mustafa Demir'e intikal ettirmeliydik. Ancak proje tamamen Atakum'da gerçekleşeceği için Cemil Deveci'nin gerekli protokolü Mustafa Demir'e imzalatarak Büyükşehir Belediyesinin sorumluluğundaki sahil bandındaki etkinliğe izin verilebileceğini düşündük. Ayrıca Cemil Deveci karşıt görüşlü olduğumuz halde 12 Eylül öncesinde cezaevinde aynı koğuşlarda yatmış bilahare bazı ülkücü arkadaşlarımızın da avukatlığını üstlenmişti. Mustafa Demir'in bakanlığı döneminde ise bakanlığa bağlı TSE kurumu bünyesindeki 29 kişinin rüşvetten tutuklanmasına neden olmuş, köşe yazılarım nedeniyle de kurumu küçük düşürdüğüm gerekçesi ile savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu. Bu konuyu kendisi ile tartışmıştık. Başkanlık adaylığını, yazılarım ile Samsun adına destekledim. Samsun'un menfaatlerine yönelik çalışmalarını takdir ediyor, bu konuda gerekli adımları atacağını biliyorduk. Mustafa Demir'in Samsunda yapılacak bir aktiviteye hayır demeyeceğini, Samsun'u uluslararası kanallarda, TV yayınları ile tanıtımı yapılacağından partizanlık yapmayacağını düşündüm. Büyükşehir Belediyesinin encümen toplantısı olduğu gün tekrar İstanbul'dan Samsun'a gelerek Cemil Deveci'nin, başkanla konuyu görüşeceğini ve gerekli protokolün imzalanacağı, projenin sonuçta rant içermeyen tamamen Samsun'un tanıtımına yönelik bir organizasyon olması sebebiyle Mustafa Demir'in karşı çıkması mümkün değildi. FİFA'ya organizasyonun Samsunda yapılacağına ilişkin yazışmalar bitmiş, 2 gün daha izin almıştık. Salı günü organizasyon Samsunda mı İstanbul'da mı karar verilmesi gerekli idi.
Cemil Deveci ile ayrıca görüşürken Samsunda bir film festivali planladığımızı iletince başkan heyecanlandı ve gerekli desteği sağlayacağını iletti. Samsunlu sanatçılarımız Orhan Gencebay ve Mehmet Aslantuğ ile de bu proje için çalışmalara başladık. Komşu illerimiz çeşitli aktiviteler ile turizmini canlandırırken Samsun'un üzerine bulunan ölü toprağını bir Samsuncu olarak kaldırmak istedim.
Bir birey olarak gurbette de olsa şehrimiz için bir şeyler yapmak istedim. Samsunspor'da yaklaşık 10 yıl yöneticilik yaptım. Kulübümüzü TFF bünyesinde temsil ettim. PTT 1. lig Kulüpler Birliği başkan yardımcılığı yaptım. Kırmızı çizgim olan Samsunspor için önce bir süre iş ortağım olan İsmail Uyanık ile, ardından son olarak kulüp yönetimlerinde yıllarca birlikte görev yaptığımız Suat Çakır ile Samsunspor'a zarar verdiklerini düşündüğüm için acımasızca yazılar yazarak eleştirdim. Kulübümüzün kurumsal yapı ile yönetilmesi için mücadele sergiledim. Bunları yaparken de şahsi ikbalimi değil, Samsun'un ve Samsunspor'un çıkarlarını düşündüm.
Çünkü ülke çıkarlarını korumak adına doğrusu ile yanlışı ile ailemle birlikte büyük bedeller ödedim. Darağacından döndüm. Bünyesinde yetiştiğim Ülkü Ocaklarının politikalarını beğenmediğimden, hakkımda ölüm kararı alınmasına rağmen, Samsun'da 1975 yılında Ülkü Ocaklarına Türkiyede ilk kez muhalif dernek kurdum. Hiç bir zaman MHP'li olarak değil Türk Milliyetçisi olarak anılmayı hedefledim. Gençlik liderliği yaptığım halde MHP'ye bir gün dahi kaydımı yaptırmadım. Ecevit'in komando kampları olarak nitelendirdiği eğitim ve kültür kamplarından yetiştim. Gençliğimde 1967 yıllarından itibaren 1969 yılına kadar Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Abdüllatif Şener ve cemiyet adabı ile ağabey dediğimiz benden yaşça büyük eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Bülent Arınç ile ve eski meclis başkanımız İsmail Kahraman'ın MTTB başkanlığındaki cemiyette görev aldım. O dönemlerde bu kişiler ile 1977 yılında 2 kişinin öldüğü, 200 kişinin yaralandığı Kanlı 1 Mayıs eylemlerine eski bir MTTB üyesi olarak iştirak ettim. Bunları yaparken şahsi ikbalimi değil Atatürk'ün çizdiği rotalar doğrultusunda milliyetçi Atatürkçü dünya görüşümü güçlendirdim. Bu gruptan fikri ayrılıklar nedeniyle 1968 yılında CKMP Gençlik Kollarının kurulması ile ayrıldım. 1969-1970 yıllarında ise Şişli Ülkü Ocakları başkan yardımcılığı yaptım. Merhum Fethi Tevetoğlu'nun tedrisatından geçtim. Şahsi ikbalimi asla ön plana almadığımdan AKP'nin Beykoz Belediye Başkanlığı aday adaylığını kabul etmedim. Bunları siyasi geçmişimi ifade etmek için değil, bu organizasyonu tek kuruş şahsi menfaat için yapmadığımın bilinmesi için yazmak zorunda kaldım.
35 yıldır İstanbul'da yaşayan bir Samsuncu olarak tüm dernek çalışmalarında yer aldım. Samsunspor'un 10 yıl İstanbul temsilciliğini yaptım. Samsun'un gelişmesi için hangi platformlarda yer alabileceğini düşünmekte iken, faydalı olacağını düşündüğüm plaj futbolu organizasyon firmasına ortak oldum. Plaj futbolu organizasyonunun nerede yapılacağına ilişkin kararı FİFA'ya bildirmemiz gerektiği için vakit kazanmak adına kente gelerek Cemil Deveci'nin Büyükşehir Meclis toplantısı akabinde veya öncesinde konuyu görüşmesini bekledim. Cemil Deveci protokol imzalanmaması nedeniyle bu riske girmeyeceğini ifade edince Samsun adına Atakum esnafı adına, Samsun turizmi adına bir kez daha üzüldüm. Mecliste Yalı Kafe hakkında yapılan oylamada Cemil Deveci'nin doğal olarak ret oyu kullandığını öğrenince, bu davranışında haklı olduğuna karar verdim.
Ortaklarımla durumu paylaştım. Ama aklıma gelen ilk tespitimi yazmadan geçemeyeceğim.
ÇİFTLİK CADDESİNİ SYTROFOR ÜRÜNLER İLE YALITIM YAPARAK KATLETMEYİN başlıklı kez köşe yazılarımla yaptığım uyarılarıma rağmen, yalıtım işinin yandaş bir firmaya verildiğini, yani pastanın önceden belirlenen bir yandaş firmaya verildiğini tespit ettim. Yalı Kafe projenizde de acaba burayı inşa edecek firma bellimi ki, Samsun'u denizle buluşmasını engelleyen bir mimari üzerinde 'ben yapacağım olacak' mantalitesi ile hareket ediliyor diye düşünmeden edemedim. Çünkü ne yazık ki ihaleler konusunda AKP iktidarı sabıkalıdır. 180 kez ihale kanunu değiştirilmesi bunun teyididir. Samsun'un gelişmesini ürettiğiniz veya üreteceğiniz projeler ile geleceğini, Samsun'un makus talihi olan kolektif çalışma ruhunun eksikliği nedeniyle yönetenler ben değil biz demeli, kentin değerlerini korumalıdır. Atatürk Müzesinin önünde iç çamaşırı sattırılmamalı, 19 Mayıs kimliği zedelenmemelidir.
Başkan Mustafa Demir'e köşemden sesleniyorum. 70 yıllık ömrünü siyasi bedeller ödeyerek göğüs geren, yaş olarak sizden 10 yaş büyük bir ağabeyiniz olarak Samsunlu değil, Samsuncu kimliğim ile size sesleniyorum; Bu kent 19 Mayıs kentidir. Kurtuluş Savaşımızın, Türkiye Cumhuriyetini var eden değerlerin mihenk taşı olan İlkadım kentidir. Şehri emin olarak bu değerleri korumak öncelikle sizin sorumluluğunuzdur.