Siyasi polemikler ve toplumu meşgul eden tartışmalar, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu derin ekonomik ve sosyal sorunların çözümünü, ne yazık ki geciktirmekte.
Bu durumu son olarak Saadet Partisi’nin büyük kongresinde yaşanan olaylarda bir kez daha gözlemledik.
Kongrede atılan sloganlar ve sonrasında iktidar partisi temsilcilerinin oluşturmak istediği mağduriyet algısı, kamuoyunun dikkatini gerçek sorunlardan uzaklaştırma potansiyeli taşıyor.
Ancak halk, artık siyasi polemikler yerine gerçek sorunların çözümünü bekliyor; Siyasi çekişmelerle kaybedilecek daha fazla vakit yok. İşte Türkiye’nin çözüm bekleyen acizane başlıca sorunları:
1. Yüksek Enflasyon: Enflasyon, halkın alım gücünü ciddi şekilde düşürüyor ve yaşam maliyetlerini artırıyor. Ekonomide belirsizlik yaratmanın yanı sıra, tasarrufları da erozyona uğratıyor. Bu durumun çözümü için güçlü ve kalıcı politikaların hayata geçirilmesi şart.
2. İşsizlik Sorunu: Genç işsizlik, geçici mevsimlik işçi ve işkurun açmış olduğu saatlik sgk dolgusuz geçici işçiliklerin gölgesinde endişe verici bir kaos yaşıyoruz. Bu, ekonomik büyümenin, üretime dayalı olmayan, sadece sıcak paranın borsa, faiz ve döviz üçgeninde şişirilmesinden kaynaklanan toplumsal huzursuzluklara neden oluyor. Genç nüfusun enerjisi ve potansiyeli ekonomik kalkınma için güçlü bir kaynaktır, ancak bu potansiyelin değerlendirilmesi yerine geçici çözümler ile heba ediliyor.
3. Borç Yükü: Hem kamu hem de özel sektör üzerindeki borç yükü, ekonomik sürdürülebilirliği tehdit ediyor. Borçlar, ve yüksek faizli geri ödemeler reel ekonomik büyümenin ve yatırımların önündeki en büyük engeldir.
4. Dış Ticaret Açığı: İthalatın ihracatı aşması, döviz rezervlerini tüketerek ekonomik bağımlılığı artırıyor. Üretim ve ihracatın teşvik edilmesi, bu açığın kapatılmasında kritik bir öneme sahiptir.
5. Eğitim ve Beceri Uyuşmazlığı: Eğitim sistemi ile işgücü piyasası arasındaki uyumsuzluk, nitelikli iş gücünün sektörel talepleri karşılamasında zorluklar yaratıyor. Eğitimin piyasa ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenmesi gerekiyor.
6. Gelir Dağılımındaki Eşitsizlik: Toplumun geniş kesimlerinde adaletsizlik hissiyatı yaratan gelir eşitsizliği, sosyal huzursuzluklara yol açıyor. Eşit fırsatlar yaratılarak toplumsal adalet sağlanmalıdır.
7. Yatırım İkliminin Zayıflığı: Hukukun üstünlüğü ve siyasi istikrarın tam anlamıyla sağlanamaması, yerli ve yabancı yatırımcılar için Türkiye’yi daha az cazip bir merkez haline getiriyor. Güvenilir bir yatırım ortamı, ekonomik büyüme için elzemdir.
8. Kaynakların Verimsiz Kullanımı: Kamu kaynaklarının etkin kullanılmaması, stratejik olmayan yatırımların yapılması, ekonomik büyümeyi sınırlıyor. Kaynakların verimliliği artırılmalı ve stratejik yatırımlara öncelik verilmelidir.
9. Enerji Bağımlılığı: Enerji kaynaklarında dışa bağımlılık, ekonomik ve jeopolitik riskler taşırken enerji maliyetlerini de artırıyor. Yenilenebilir enerjiye yönelim, yer altı ve yerüstü zenginliklerin kullanılması bu sorunları azaltmada önemli bir yoldur.
10. Çevresel Sorunlar: Çevresel politikaların yetersiz kalması, uzun vadede sürdürülebilir kalkınmayı tehlikeye atıyor. Ekolojik dengelere duyarlı politika ve uygulamaların hayata geçirilmesi gerekiyor.
Bütün bu sorunlar, siyasi polemiklerle değil, somut ve etkili çözümlerle hafifletilebilir. Hükümetin görevi, bu sorunlara yönelik stratejiler geliştirmek ve uygulamaktır. Ancak, siyasi polemiklerle gündemi değiştirme çabaları sorunların çözümüne katkı sağlamadığı gibi toplumsal kutuplaşmayı da artırır.
Geçmişte yaşanan siyasi tartışmaların gölgesinde kalan asıl sorunlara odaklanmanın zamanı geldi. Kamuoyu, siyasi çekişmelere değil, gerçek sorunlara odaklanan bir yönetim beklentisi içinde. Hükümet, toplumun bu beklentisini karşılamakla yükümlüdür. Bir icra makamı olarak, sorumluluktan kaçmak ya da sorunları örtbas etmeye çalışmak yerine, toplumsal refahı ve ekonomik istikrarı sağlama misyonunu yerine getirmelidir.
Eğer bu görev yerine getirilemeyecekse, yetkilerin devri ve işin ehillerine bırakılması gereklidir. Türkiyemiz ve milletimiz, problemlerini çözecek ve halkını refaha taşıyacak bir yönetimi hak ediyor.
Yüreğine sağlık Başkanım. Bu iktidar milli güvenlik sorunu olmuştur. Bu ülkenin bu işbirlikçi iktidardan biran evvel kurtulması gerekir.