Tarım Bakanı, Türkiye'de tarım bittiyse niye raflarda, markette, pazarda gıda ile ilgili bir problem yaşamıyoruz demiş!
Keşke diyorum bu beyanatı vermeden önce, kendi bakanlığına bağlı akademisyenlere ve etrafında taşıdığı danışmanlarına sorsa idi...
Bende Sayın Bakan'a acizane soruyorum;
1.Şeker pancarı bu ülkenin en değerleri arasında ve ekilse verimi en üst seviyede... Peki verimi en yüksek olan Şeker pancarının dikilmesi ve şekerin üretimi neden durdurulur ve dışarıdan ithal edilir?
2.Hububat buğday, arpa, yulaf, nohut vesaire; taşa döksen taş dillenir ülkemde... Peki bu verimliliği tartışılmaz topraklarda, istila mı var ki; buğdayı da samanı da, hem de savaş olan yerlerden ithal eder durumdayız?
3.Toprakları tarım gibi hayvancılığa da aç ve müsait olan, bire iki veren ülkemde... Peki topraklarımızın üzerindeki otlaklara asit mi yağdı? Ya da hayvanlarımızın kökü mü kesildi de, dışarıdan et ithal eder pozisyondayız?
Neyse... Fazla polemiğe girmek yerine acizane sayın Tarım Bakanımıza bana sormuş gibi, ülkem gerçeklerini hatırlatmak isterim...
Son yıllarda ülkemizin tarım ve hayvancılık sektörlerinde yaşadığı sorunlar, maalesef, dışa bağımlılığımızı artırarak ekonomimizin ve toplumsal yapımızın kırılgan hale gelmesine neden olmuştur. Bu durumun altında yatan temel sebep, uzun vadeli stratejik planlamalardan yoksun, günü kurtaran yüzeysel politikalar ve yeterince desteklenmeyen çiftçi ve üretici kesiminin içinde bulunduğu darboğazdır.
Güçlü ve kendi kendine yeten bir tarım sektörü, her ülkenin ulusal güvenliği ve kalkınması için hayati öneme sahiptir. Ancak, yanlış yönetilen tarım politikaları nedeniyle ülkemiz, verimli topraklarımız ve yetişmiş insan gücümüz olmasına rağmen, giderek dışarıdan daha fazla ürün ithal etmek zorunda kalmaktadır. Şeker üretiminden hububat ithalatına, hayvancılıktan yem tedarikine kadar pek çok alanda yaşadığımız dışa bağımlılık, ulusal politikalarımızın ne denli yanlış temeller üzerine inşa edildiğini göstermektedir.
Bu bağlamda, başlıca sorunlardan bir kaçı tarımsal desteklerin yetersizliği, modern tarım tekniklerinin benimsenmemesi ve küçük ölçekli üreticilerin desteklenmediği bir yapıdır. Üretimi desteklemek yerine ithalatı cazip hale getiren politikalar, yerel çiftçileri üretimden kopararak tarımda sürdürülebilirliği baltalamaktadır.
Hayvancılık sektörü ise benzer şekilde, ulusal ekonomi ve sağlıklı beslenme için vazgeçilmez bir kaynak olmasına rağmen, yanlış uygulamalarla gerilemiştir. Hayvancılıkla uğraşanların karşılaştığı yem maliyetleri, yeterli veteriner hizmetlerinin sunulmaması ve pazar erişiminde yaşanan zorluklar, et ve süt ürünlerinde ithalata yönelmemize neden olmuştur.
Türkiye, köklü bir tarım ve hayvancılık geleneğine sahip bir ülke olarak, iktidarların yanlış tarım politikalarıyla daha fazla dışa bağımlı hale gelmeyi hak etmiyor. Bu nedenle, tarım politikalarını ivedilikle gözden geçirip, köklü yapısal reformlarla yerli üretimi destekleyecek, sürdürülebilir ve inovatif bir yaklaşım benimsemek zorundayız.
Aksi halde, dışa bağımlılık sadece ekonomik kayıplara değil, aynı zamanda ulusal karar mekanizmalarında özerklik kaybına yol açacaktır. Tarımda ve hayvancılıkta kendi gücümüzü yeniden kazanmak için doğru politikaların uygulanması ve çiftçilerimizin, üreticilerimizin gerçek anlamda desteklenmesi artık bir tercih değil, zorunluluktur.
Not: Rafları ithalat ürünleri ile değil, kendi öz kaynaklarınızla doldurursanız sorunu çözersiniz. Yoksa her seferinde sorunu polemiklerle geçiştirmeye devam eder, mahçup olursunuz.